Kural ve Koşullar TNT Turkey

Kural ve Koşullar TNT Turkey

Birinci bölümde açıklandığı üzere, TSK’da görevli Devlet memurlarına verilen kademe ilerlemesinin durdurulması cezası disiplin kurulu kararı alındıktan sonra verilebilmektedir. Yine Devlet memurluğundan çıkarma cezası yüksek disiplin kurulunca verilmektedir. Devlet memurları dışında kalan üniforma giyen bazı personele kendi özel kanunları gereği disiplin kurulları tarafından ceza verilmektedir. Bunlar Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin başkan, başsavcı ve üyeleri ile askeri öğrencilerdir[726]. Fıkrasında; “Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz” denildikten sonra aynı maddenin 4. Fıkrasında “Silahlı Kuvvetler Mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.” şeklinde bir düzenleme ile bu personel hakkındaki uyarma ve kınama cezası dışındaki cezaların da yargı denetimi dışına bırakılıp bırakılmaması kanun koyucunun takdirine bırakılmıştır. Kanun koyucu ise bu konudaki takdir yetkisini, disiplin amiri tarafından verilen bütün cezaları yargı denetimi dışında tutarak kullanmıştır.[720] 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu ile de asker kişiler hakkında disiplin suç ve tecavüzlerinden verilen cezaların yargı denetimi dışında tutulduğu (md.21/3)[721] görülmektedir. Oda hapsi disiplin cezası, niteliği itibariyle bir idari işlemdir. Maddelerine göre asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetiminin, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde yapılacağı düzenlendiğinden, oda hapsi disiplin cezasının hukuka uygunluğunun denetimi ve bu nedenle açılacak tazminat istemlerinin karara bağlanması Askeri Yüksek İdare Mahkemesince yapılacaktır. Maddesindeki aleniyet prensibine aykırı olduğunu belirtmiştir[599]. Askeri Yargıtay kararlarında geçici tutuklamanın niteliği üzerinde durulmamakla beraber özellikle AsCK’nun 76. Maddesinin tatbikatında buradaki “mevkuf” kavramının AsCK m.169’daki geçici olarak tutuklamayı da kapsadığı görüşü yerleşmiştir.[573] Geçici tutuklama Askeri Ceza Kanununun disiplin cezalarına ilişkin ikinci kısmında yer almakla beraber “muvakkat tevkif”, “bu tevkif keyfiyeti” ve “mevkuf” terimlerinin tekrarlanmış olması karşısında adi bir işlem değil, farklı bir tutuklama çeşididir.

Mahkeme’nin bu yöndeki kararları doktrinde bazı yazarlar tarafından şiddetle eleştirilmektedir.[749] Verilen disiplin cezasında; savunmanın alınmaması, yetkisiz amirin ceza vermesi, cezada zamanaşımı olması ya da amirin ceza yetkisini aşması gibi durumlarda, disiplin cezasının “yok hükmünde” sayılarak iptaline karar verilebilmektedir. AİHM, genel olarak askerlik ve polislik gibi mesleklere ilişkin disiplin cezalarını, barolar ve meslek odası gibi kurumların üyelerine uyguladığı disiplin yaptırımlarını 6. Bu husustaki kriter Pellegrin kararı ile ortaya konmuştur. Maddenin korumasından yararlanamayacaklarına karar vermiştir[590]. Hemen belirtmek gerekir ki AİHM bir disiplin cezasının kişi özgürlüğünü sınırlar boyuta ulaşıp ulaşmadığının tespitinde, kişinin içinde bulunduğu somut şartlar, ceza veya tedbirin niteliği, süresi, etkileri ve uygulanma tarzı gibi çeşitli faktörleri dikkate alınmaktadır. Engel kararında 12 gün süreli göz hapsi cezasını kişi özgürlüğünü ihlal eder boyutlarda bulmamıştır. Ancak disiplin amirlerince azami süre olan 28 gün süreli verilecek ve kesintisiz infaz edilecek göz hapsi cezasını, cezanın süresi bakımından askerliğin olağan koşullarını aştığı, kişi özgürlüğünü tahdit eder boyuta ulaştığı gerekçesiyle ihlal kararı vermesi kuvvetli bir ihtimaldir. Bir başka ifadeyle göz hapsi cezaları hiçbir şekilde sözleşmeye aykırı değildir denemez. 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanununa tabi uzman jandarmaların mahkeme kararı ile rütbeleri geri alınabilir[243]. Maddesinde yer alan hüküm nedeniyle bu kanuna tabi uzman onbaşı ve uzman çavuşlar hakkında rütbenin geri alınması cezası tatbik olunamaz[244]. Maddesine bağlı  EK-1 cetvelde disiplin cezalarının altında bu cezaların kimlere, hangi rütbe sahipleri tarafından ve ne kadar süreyle verilebileceği açıkça düzenlenmiştir.

Disiplin cezasına itiraz cezanın infazını geri bırakmaz (AsCK m.188/3)[438]. Disiplinin sağlanması failin cezasının derhal infazını gerektiriyorsa da, bu düzenleme şikâyet hakkını kullanılamaz yada anlamsız hale getirebilmektedir. Kurullarda raportörün açıklamaları dinlendikten sonra işin görüşülmesine başlanır. Konunun aydınlandığı ve görüşmelerin yeterli olduğu sonucuna varılmasından sonra oylamaya geçilir. Kurullarda açık oylama usulüyle ve oyçokluğuyla karar verilir. Başkan oyunu en son kullanır ve oylamada eşitlik halinde başkanın bulunduğu tarafın oyu üstün sayılır. Başkan tarafından açıklanan kararın özeti üyeler tarafından imzalanan bir tutanakla tespit edilir (DY m.13).

Fikri içtima müessesesi, disiplin suçlarında da geçerlidir[325]. Buna göre, bir fiili ile birden fazla disiplin suçunu ihlal eden kişiye bunlardan en ağır olanın cezası verilecek, ihlal edilen diğer suçlardan dolayı ayrıca ceza verilmeyecektir. Maddesinde “Disiplini bozan bir kabahat yalnız bir amir tarafından ve bir disiplin cezası ile cezalandırılır.” hükmü bulunmaktadır. Düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı gibi, disiplini bozucu bir hareket nedeniyle faile ancak bir disiplin cezası verilebilir. Hem en yakın amir, hem de daha üst amirler tarafından ayrı ayrı ceza verilmesini kanun yasaklamıştır. Ayrıca maddedeki “kabahat” kavramını disiplin tecavüzlerini de kapsayacak şekilde yorumlamak gerekir. Disiplin amiri maiyetinden birinin disiplin tecavüzü veya disiplin kabahati teşkil eden bir fiilini “bizzat görerek”, “ihbar” veya “şikâyet” gibi çeşitli şekillerde öğrenebilir.

  • Maddesini de dikkate almalı ve disiplin cezasına sebep olan eylemin gerçekte disiplin suçu oluşturup oluşturmadığını denetlemelidir.
  • Bu­ suçta korunmak istenen hukuki yarar, memuriyet sıfatının itibar, güven ve saygınlığıdır[225].
  • Maddesine göre hakim; meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılması veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilmesi halleri hariç azlolunamaz, kendisi istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz.
  • Aile fertlerinin kullanmasına veya bir yabancının kullanmasına izin verilmesi de bu suçu oluşturabilir[188].

Bir taraftan bildirimli olsun veya olmasın gerçek anlamda toplantı veya gösteri yürüyüşü düzenleyenlere ve katılanlara aşırı güç kullanıldığını, diğer taraftan ise yakıp yıkan, ateşli silah, taş, sopa ve molotof kokteyli kullananlara “barış/çözüm süreci” adı altında dokunulmadığını veya dokunulamadığını görmekteyiz. Kimse; taş, ateşli silah, molotof kokteyli veya patlayıcı madde, kesici, delici veya yaralayıcı aletle katılmaya teşebbüs ettiği veya katıldığı bir toplantı veya gösteride silahsız ve saldırısız hareket ettiğini veya edeceğini, eyleminin barışçıl olduğunu iddia edemez. Ceza Hukukunda bir kusur türü olan taksir, suça konu eylemin hareket kısmının fail tarafından bilinip istenerek yapılması, fakat bundan doğan sonucun istenmemesidir. Fail; gerçekleşmesini istemediği sonucu öngördüğü halde önlemediğinde bilinçli taksirden ve sonucu öngörememesinde kusurlu olduğu tespit … Uzun yıllardır Türkiye’de adli kolluğun ve istinaf (bölge adliye) mahkemelerinin kurulup faaliyete geçirilmesi konuşulur. Ancak sürekli konuşulur, fakat bir türlü icraat gerçekleştirilmez. Taşınmaz alım satımı, şirket, vakıf ve dernek kurulması, idaresi ve devredilmesinde avukatlara şüpheli işlemleri ihbar zorunluluğu getiren “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” Adalet Komisyonunda kabul edildi. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halkoylamasıyla gerçekleştirilen Anayasa değişiklikleri sonrasında Türkiye Cumhuriyeti, parlamenter sistemi terk edip, yeni yönetim sistemi sonrasında başkanlık sistemine (her ne kadar cumhurbaşkanı hükümet sistemi denilse de) geçmiştir. Anayasa m.159’a göre 13 üyeden oluşan Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyelerinin seçimi için 4 yıllık süre yakında dolacak ve Nisan 2021’in ikinci haftasında 13 üyeden 7’sinin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmesi sürecine başlanacak, 2 üye hariç diğer 4 üye de Cumhurbaşkanı tarafından seçilecektir. Genel kanaate göre “Milli Güvenlik Kurulu” niteliğinde bir kurumun Anayasaya ve siyaset hayatımıza 1961 Anayasası ile ilk olarak girdiği düşünülse de bu düşünce isabetli değildir. Milli Güvenlik Kurulu’nun bugünkü işlevi niteliğinde olan kurumlardan, Yüksek Müdafaa Meclisi Umumi Katipliği 1933 ila 1949 yıllarında, Milli Savunma Yüksek Kurulu ve Genel Sekreterliği ise 1949 ila 1962 yıllarında Milli Güvenlik Kurulu’nun bugünkü işlevini yerine getirmiştir. TNT’nin bu Koşulların herhangi birini yürürlüğe koyamaması ya da uygulayamaması, ilgili koşuldan feragat ettiği anlamına gelmez ve TNT’nin ilgili koşulu yürürlüğe koyma hakkını ortadan kaldırmaz.

Bu kurumların birbiri ile karıştırılması, yanlış anlaşılması veya somut olaya yanlış şekilde uygulanması sıklıkla karşılaşılabilen bir durumdur. Bu nedenle, bu kurumlar arasında farklılığın açık şekilde ortaya koyulması ve bu üç kurumun olması gerektiği biçimde anlaşılması önem arz etmektedir. Bu yazımızda; öncelikle bu üç kurumu ayrı ayrı kısaca açıklayacak, daha sonra ise birbirileri arasındaki farklılıklara değinerek hangi durumlara uygulanmaları gerektiğini izah edeceğiz. Yazımızda son olarak ise, ABD’de yaşanan Rittenhouse olayının Türk Hukuku açısından değerlendirilmesine yer vereceğiz. 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nda “genel arama” kavramı bulunmayıp, sadece “önleme araması” vardır.

İlk suç kışkırtıcılık fiili, ikinci suç ise kışkırtma etkisiyle işlenen emre itaatsizlik, mukavemet veya üste fiili taarruz fiilleridir. Eğer ikinci fail, tahrike kapılarak söz konusu suçları işlemeye teşebbüs etmişse, tahrikçinin fiili askeri cürüm olacaktır[51]. Bu kurumu kendi önem ve özelliğinin getirdiği zorunluluklar ve sorunlarla birlikte kabul etmek gerekir. Nitekim aynı zamanda Askerlik alanını da ilgilendiren kimi konularda, Anayasa askerlik hizmetinin gereklerini göz önünde bulundurarak ayrışık hükümler koymak yoluna gitmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Türk toplumundaki saygınlığı ve güvenilirliğinin en ön sırada olmasında,  bu özel yasalar ve yargısal denetimin katkısı tartışılamaz. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu saygı ve güvene mazhar olmasında, sahip olduğu “disiplin” anlayışı en önemli etkendir. Maddesinde de belirtildiği gibi Türk Silahlı Kuvvetlerinin temeli disiplpin up. Çağdaş toplumlarda disiplinin korunmasındaki en önemli araç ise hukuktur. İsrail yasaları her ne kadar kadın açısından nafakayı mutlak bir hak olarak görse de, bazı istisnalarda getirmiştir. Sadakatsizlik başta olmak üzere, kusurlu tarafın kadın olması durumunda kadının nafaka hakkını kaybetmesi söz konusu olabilmektedir.

Maddesi hakim sınıfından üyelerin “en az yarbay rütbesinden birinci sınıf askeri hakimler” ve hakim sınıfından olmayan üyelerin ise “iki yılını doldurmuş kurmay yarbaylarla albay rütbesinde üç yılını doldurmamış kurmay subaylar” arasından seçilmesini öngörmüştür. Maddesine göre ise, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin askeri hakim sınıfından olan üyeleri, bu sınıftan olan başkan ve üyeler tam sayısının salt çoğunluğu ile her boş yer için gösterilecek üç aday arasından, Hakim sınıfından olmayan üyeleri, Genelkurmay Başkanlığınca her boş yer için gösterilecek üç aday arasından, Devlet Başkanınca seçilir”. Adil yargılanma hakkının gerçekleşmesinin için yargılama yapan yerin kanunla kurulan bir mahkeme olması tek başına yeterli değildir. Bu mahkemenin bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olması gerekmektedir. Temel hâk ve hürriyetler kullanılırken, kamusal, iktisâdi, teknolojik şartlar gibi unsurlar hakkın kullanım şeklinde doğal olarak belirleyici rol oynar. Bu şartların varlığı ve hakkın kullanımına yön vermesi, hakkın kısıtlandığı anlamına gelmez. Fıkrası bu düşünce doğrultusunda kaleme alınmış bir uyarma ve tespit hükmü içermektedir. Anayasanın 26.maddesine göre, düşünce ve kanaatler söz, yazı, resim ve başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklanabilir ve yayılabilir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini, muhataba ulaşmasını ve dinlenilme hakkını da kapsar. Ancak, bu hak ve hürriyet, radyo, televizyon, sinema ve benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Kezâ, haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici işlemler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz (m.26/III). Maddesinden aldığı yetkiyle, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununda, idari kararla kişi hürriyetini sınırlayan bazı düzenlemeler yapmıştır.

Belirtilen düzenleme nedeniyle TSK’da görevli tüm askeri hâkimlerin (yüksek mahkemelerin üyeleri hariç) disiplin amiri sadece Milli Savunma Bakanıdır. AsCK’da  şahsi hürriyeti tahdit eden cezalar[245] ağır hapis[246] ve hapis ve kısa hapis olarak sayılmış, kısa hapis cezaları da göz hapsi ve odda hapsi olarak belirlenmiştir. Subay, astsubay, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarma ve uzman erbaşlar hakkında,  dört haftaya kadar göz hapsi cezası verilebilmektedir. Erbaş ve erlerin 24 saat kışlada bulunmaları zorunluluğu zaten bu cezanın infazını imkansız kılmaktadır. Yukarıdaki düzenlemeye göre suçun oluşabilmesi için gerekli unsurlar şunlardır. Suç yer bakımından ancak kıt’a, karargah ya da bu yerler dışında olsa bile görev esnasında işlenebilir. Yine söz konusu cihazların kullanılmasının emirle yasak edilmiş olması, doğal olarak da bu yasağın ilgililere duyurulması gereklidir. Ayrıca suça konu olan cihazın  ses ve benzeri verileri ve bilgileri kaydeden, depolayan veya ileten çalışır bir cihaz olması gerekmektedir.

– Disiplin mahkemesince verilen cezanın infazını ertelemek (477 SK m.38) olarak sayabiliriz. Kural olarak disiplin subayının askeri hâkim sınıfından bir subay olması gerekir. Ancak bulunmaması durumunda bu görev normal subaylar tarafından yürütülür. Statü, nitelik ve yetkileri farklı olduğundan ayrı ayrı incelemek uygun olacaktır. Vekâlet verme imkanı olmayan müstesna hallerde, rütbe ve kıdemce en yakın muharip sınıfa mensup veya muharip olmayan sınıflarda rütbe, kıdem ve hizmetin özelliği itibarıyla en yakın şahıs, hiçbir emir beklemeksizin derhal komutayı ele alır. Böyle haller, sebebiyle birlikte daha büyük amire bildirilir. Vekalet uzun müddet sürecek olursa yetkili makamın tensip ve emredeceği şahıs, emir ve komuta makamına gelir. Karargah ve kurumlarda vekalet işleri, karargah ve kurumların bağlı bulundukları komutan ve makamlar tarafından tanzim ve emredilir.” denilmek suretiyle  vekaletin kimlere bırakılacağına açıklık getirilmiştir.


Posted

in

by

Tags:

Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *